30 Eylül 2013 Pazartesi
Limonlu Kek :)
Kekin ana malzemeleri; yumurta,un ve şekerden oluşup kuru ve kabarık bir tür çörek diyebiliriz.
Ama çayın yanında da bir güzel gider ki sormayın :)
Yapalım da yarın çayımızın yanında ağzımız iyice tatlansın.
Geniş bir kaba 3 yumurtamızı kıralım,1 buçuk su bardağı şekerimizi koyalım(ben şekeri 1 bardak koyup çok şekerli tadı kırmaya çalışıyorum ) ve mikserla iyice köpürene kadar çırpalım.Yarım su bardağı sıvı yağ,1 bardak süt ve 2 adet limon kabuğu rendesini koyup mikserla tekrar karıştıralım.4 su bardağı elenmiş unumuzu,1 paket vanilya ve 1 paket kabartma tozumuzu harmanlayıp karışıma koyup tekrar mikserla karıştıralım.Son olarak karışıma azıcık limon suyu koyup karıştıralım ve kek kalıbımıza dökelim.170 dereceye ayarladığımız fırına atıp,pişmeye bırakalım.
Unutmayın ılıyınca servis yapın :) Mmmm çok güzel kokuyor,afiyet olsun..
Sulu Köfte ^.^
Geleneksel Türk yemeği olan Sulu Köfte :)
İçinizi ısıtan bir tat,lezzetine doyum olmayan bir yemek,haydi gelin tarifini öğrenelim de hemencecik yiyelim.
500 gram kıymamızı,1adet soğanımızı(soğanı rendeliyoruz ve soğanımız sulu ise suyunun yarısını sıkıyoruz),1 çay bardağı ince bulgurumuzu ya da isteğe göre pirincimizi,1 yumurtamızı,tuz ve karabiber koyup iyice yoğuruyoruz.Başka bir kaba un elendiğimiz unumuzu koyup içine misket büyüklüğünde yaptığımız köftelerimizi una buluyoruz.
Tenceremizin içine 3 yemek kaşığı sıvı yağ,1 yemek kaşığı salça ve 1 adet havuçları(köfte büyüklüğünde doğruyoruz) koyup kavuruyoruz.
Üzerine ılık su ekleyip,havuçlar biraz yumuşayınca köftelerimizi undan alarak koyuyoruz.Ara ara karıştırıyoruz,ardından küp küp patateslerimizi yapıp,içine atıyoruz.
Haydi sofraya buyurun :) Afiyetler olsun herkesciklere
İçinizi ısıtan bir tat,lezzetine doyum olmayan bir yemek,haydi gelin tarifini öğrenelim de hemencecik yiyelim.
500 gram kıymamızı,1adet soğanımızı(soğanı rendeliyoruz ve soğanımız sulu ise suyunun yarısını sıkıyoruz),1 çay bardağı ince bulgurumuzu ya da isteğe göre pirincimizi,1 yumurtamızı,tuz ve karabiber koyup iyice yoğuruyoruz.Başka bir kaba un elendiğimiz unumuzu koyup içine misket büyüklüğünde yaptığımız köftelerimizi una buluyoruz.
Tenceremizin içine 3 yemek kaşığı sıvı yağ,1 yemek kaşığı salça ve 1 adet havuçları(köfte büyüklüğünde doğruyoruz) koyup kavuruyoruz.
Üzerine ılık su ekleyip,havuçlar biraz yumuşayınca köftelerimizi undan alarak koyuyoruz.Ara ara karıştırıyoruz,ardından küp küp patateslerimizi yapıp,içine atıyoruz.
Haydi sofraya buyurun :) Afiyetler olsun herkesciklere
29 Eylül 2013 Pazar
Mis gibi Buzlu Badem Esintisi
Cunda Adası ahh ahh şimdi orada olmak vardı! neyse biz tarif verir,yapar,yeriz :)
Kimbilir Siz Sevgili Blogger Severler belki başka yazılarımda sürprizler yapar sizi şaşırtırım :)
Gelelim Cunda ile yazıya giriş yaptım da neyin tarifini vereceğim.Elbette yaz akşamlarının harika tadı olan buzlu bademi anlatacağım.Benim bademle çok aram yoktur fakat buzlu badem gibisi de yoktur hani ;)
Mmmm afiyet olsun canlar ;)
Cunda Ada'sından buzlu badem satılırken :)
Kimbilir Siz Sevgili Blogger Severler belki başka yazılarımda sürprizler yapar sizi şaşırtırım :)
Gelelim Cunda ile yazıya giriş yaptım da neyin tarifini vereceğim.Elbette yaz akşamlarının harika tadı olan buzlu bademi anlatacağım.Benim bademle çok aram yoktur fakat buzlu badem gibisi de yoktur hani ;)
Badem de protein, demir ve kalsiyumla birlikte yüksek oranda yağ bulunur. Badem yağı cilde ve saçlara çok iyi gelmektedir.Antioksidan e vitamini yönünden zengin olan badem bu özelliği ile yaşlılık etkilerinden ve hastalıklardan korur.
Evde nasıl yaparız buzlu bademi? Bademleri ılık suda biraz bekletip,ister kabuklarını soyun ister soymadan direk buzun içine atın :) işte gerisini yerken anlayacaksınız.Mmmm afiyet olsun canlar ;)
Cunda Ada'sından buzlu badem satılırken :)
Türk Kahvesi mi dediniz,koşunnnnn
Bol köpüklü türk kahvesi 1517 Yemen Valisi Özdemir Paşanın lezzetine hayran kalmasıyla günümüze girmiştir.Saray mutfaklarında ve evlerde yerini alan kahve çok miktarda tüketilmiştir.Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilerek içilir.Osmanlı elçileri sayesinde Türk kahvesinin lezzeti önce Avrupa oradan da tüm dünyayı sarmıştır.
Türk kahvesi yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür.Telvesi ile ikram edilen tek kahve çeşididir.
Peki yaa bol köpüklü türk kahvesi nasıl oluyor :)
Cezveye kişi sayısı kadar soğuk su koyun.2 çay kaşığı kahvenizi istenirse 1 buçuk çay kaşığı şekeri (ki bence kahve şekersiz enfes olur) ekleyip karıştırın,kısık ateşte üzerinde ki köpük kabarıncaya kadar bekletin ve çay kaşığı ile ilk önce köpüğü alıp fincanlara koyun.Sonra tekrar ateşe koyun ve bu sefer köpüklü kısmını fincana koyun.Tekrar ateşe verip kaynatın ve tamamını fincana koyun.Sıcak servis edin :) Servisin yanında lokum ve bir bardak su ile sunumuzu yapıp dostlarınızla,bol sohbetin eşliğinde yudumlayın :) ee ne demişler bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır,afiyetler olsunnnn.
Türk kahvesi yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür.Telvesi ile ikram edilen tek kahve çeşididir.
Peki yaa bol köpüklü türk kahvesi nasıl oluyor :)
Cezveye kişi sayısı kadar soğuk su koyun.2 çay kaşığı kahvenizi istenirse 1 buçuk çay kaşığı şekeri (ki bence kahve şekersiz enfes olur) ekleyip karıştırın,kısık ateşte üzerinde ki köpük kabarıncaya kadar bekletin ve çay kaşığı ile ilk önce köpüğü alıp fincanlara koyun.Sonra tekrar ateşe koyun ve bu sefer köpüklü kısmını fincana koyun.Tekrar ateşe verip kaynatın ve tamamını fincana koyun.Sıcak servis edin :) Servisin yanında lokum ve bir bardak su ile sunumuzu yapıp dostlarınızla,bol sohbetin eşliğinde yudumlayın :) ee ne demişler bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır,afiyetler olsunnnn.
28 Eylül 2013 Cumartesi
Biraz canlanmaya ne dersiniz :) Nedir şu Detoks ?
Çeşitli yollarla vücudumuza giren ve atık madde olarak dışarı atılmayı bekleyen zararlı toksinlerden kurtulmaktır.
Peki ya nasıl yapılır,neler yenir,neler yenmemelidir?
Hepimizin vücudumuzu dinlendirmeye ve temizlemeye ihtiyacı vardır.Öyle bir bedene sahibiz ki sabah,akşam vücudumuz temizlenmeye programlanmıştır.
En önemlisi soluduğumuz hava temiz olmalı ve bizler doğru nefes alıp vermeli,diyaframımızı kullanmayı bilmeliyiz.
Tükettiğimiz gıdalara çok dikkat etmeliyiz.Kızartamalara,aşırı yağlı yiyeceklerden olduğunca uzak durmalı ve buharda pişen ya da haşlama olan yiyecekleri tüketmeye çalışmalıyız.
Kullandığımız sabunlar,deterjanların bitkisel olmasına dikkat etmeliyiz.
Suyun vücudumuza çok katkısı vardır.Yenilenmek,vücudu sıkılaştırması ve enerjimizi yerinde tutması gibi daha bir çok etkisi mevcuttur.Sıcak suyun masaj etkisi olduğu gibi,ölü derileri açar ve gözenekleri temizler.
Gelelim yiyecek ve içeceklere :)
Yeşil çay ve bitkisel çayın detoks etkisi oldukça yüksektir.Papatya,ginseng,ginkü biloba,ekinezya,kırmızı pancar,zencefil,meyankökü de toksin arındırıcı özellikleri olan bitkilerdir.
Mümkün olduğunca meyve,sebze,tahıl,baklagiller,düşük yağ oranlı süt,yoğurt,peynir,organik beyaz et ve taze balık tüketmeye özen gösterilmelidir.
Her sabah uyandığımızda 1 bardak ılık suya,1 kaşık limon suyu ve elma sirkesi ekleyin ve için güne iyi başlamak bizim elimizde :)
Haftada 1 kez mutlaka kendinize zaman ayırın ve vücutta bulunan toksinlerden kurtulalım.
Mis gibi günler,harika vakitler geçirmeniz dileğimle..
27 Eylül 2013 Cuma
Fırında Kabak Mücver
Mücverin has malzemesi kabaktır.
Gelelim anne tarifini vermeye ki yemeyen çok şey kaybeder :) haydi bakalım..
Dikdörtgen borcamda yapmak için neler lazımmm.
1kilo iri kabakları soyalım,rendeleyelim ve yarım saat suyunu süzelim.
1 adet dereotumuzu,yarım maydanozumuzu,10 tane yeşil soğanımızı,4 tane yumurtamızı,1 ya da 1 buçuk su bardağı unumuzu,1çay kaşığı karbonatımızı,150 gram beyaz peynirimizi,yarım su bardağı sıvıyağımızı,tuzumuzu ve karabiberimizi(isteğe göre pul biberde koyulur) karıştırıyoruz.Üzerine suyu iyice süzülmüş kabaklarımızı ekleyip,karışımımızı harmanlıyoruz.Veee 180 derecede fırına atıp yarım saatte fırında bekletiyoruz ve enfes mücverimiz sizlerle.
Afiyet olsunnnn :)
Gelelim anne tarifini vermeye ki yemeyen çok şey kaybeder :) haydi bakalım..
Dikdörtgen borcamda yapmak için neler lazımmm.
1kilo iri kabakları soyalım,rendeleyelim ve yarım saat suyunu süzelim.
1 adet dereotumuzu,yarım maydanozumuzu,10 tane yeşil soğanımızı,4 tane yumurtamızı,1 ya da 1 buçuk su bardağı unumuzu,1çay kaşığı karbonatımızı,150 gram beyaz peynirimizi,yarım su bardağı sıvıyağımızı,tuzumuzu ve karabiberimizi(isteğe göre pul biberde koyulur) karıştırıyoruz.Üzerine suyu iyice süzülmüş kabaklarımızı ekleyip,karışımımızı harmanlıyoruz.Veee 180 derecede fırına atıp yarım saatte fırında bekletiyoruz ve enfes mücverimiz sizlerle.
Afiyet olsunnnn :)
EzoGelin Çorbası
Türk mutfağının olmazsa olmazı Ezgogelin Çorbası.Aslında adı Barak Türkmenlerinden Gaziantep Oğuzeli İlçesine bağlı Uruş yani şimdiki adıyla Dokuzyol köyünden Ezgo Gelin'in adından gelmektedir.Havalar soğumaya başladı içimizi ısıtacak,sofralarımızın sımsıcacık çorbalarının tariflerine bir bakalım..
1 adet soğanımızı yemeklik doğruyoruz,1 yemek kaşığı biber salçası ve 1 yemek kaşığı domates salçasını kavuruyoruz.Kavrulunca 1 yemek kaşığı un (istersen) koyuyoruz ve kavurmaya devam ediyoruz.Kavrulan karışımımıza 1 su bardağı kırmızı mercimek,1 kahve fincanı bulgur,1 kahve fincanı pirinç,3 yemek kaşığı sıvı yağ ekleyip karıştırıyoruz.Sıcak su koyup iyice fokur fokur olana kadar pişmesini bekleyip kısık ateşte iyice pişirene kadar bekletiyoruz.İçimiz ısındı pek de güzel oldu,afiyetler olsun ;)25 Eylül 2013 Çarşamba
Şarap Şerefe !
Orta Anadolu'da yaşayan Hititlerin üzümlerinin özelliği ve tatlılığı, bağlarının zenginliği ve bolluğu nedeniyle şarabın ilk üretildiği yer olarak Orta Anadolu'yu gösteriyor. Şarap,berrak ve parlak bir görünümde olmalıdır.Cins ve tiplerine göre şarap en uygun renkte olmalı.Şarap rengi tazelik,olgunluk ve eskilik derecesini gösterir. Normal rengi sarımsı ve yeşilimsi olan genç ve beyaz şaraplarda renk, dinlenme sonucu koyulaşır,zamanla altın sarısına döner. Kırmızı şaraplar önce koyu ahududu rengindedir,zamanla renk sırasıyla nar kırmızısı, yakuti ve kiremit rengini alır, sonra da soğan kabuğu renginde gölgelenir.
Bu tür gıda olan şarap; vitamin, demir, potasyum gibi element ve minarelleri içerdiğinden sağlıklığa faydası olan bir içicektir.
Kırmızı şarap, 18-20 derece arasındaki sıcaklığında içilmelidir.Oda sıcaklığında içilen kırmızı şarap, içim süresinde bardakta ısınma korkusu olmadığı için beyaz şaraba göre daha büyük kadehlerde içilir. Beyaz şarap 5-10 derece sıcaklıkta içilir.Şarap, gereğinden fazla ısıtılır veya soğutulursa, içinde bulunan koku ve tat mantar açıldığında yok olur. Şarap kovalarında servise sunulan beyaz şarap, soğutulup istenen derece olunca değer kazanır.
Unutmadan şaraba buz atılmamalıdır.En iyi soğutma nasıl olacak diyorsanız,her tarafına temas eden kırık buzla dolu olan şarap kovasıdır.
Gastronomi uzmanları "roze" ve "pembe" diye adlandırılan şarabı ise, yemeklerden sonra, ordövler veya meyveler eşliğinde içilmesinin daha uyumlu olduğunu belirtiyorlar.
Şarabı anlatmak bitmez ama şimdilik bu kadarını paylaşıyorum.
Şarabı Hayyam güzel anlatmış haydi gelin bir şiiriyle yazımı sonlandırayım :)
Hele bir güzelle içersen daha bir hoş
Harammış şarap,olsun bana göre hava hoş
Hem bana sorarsan haram olan herşey hoş
Sucuklu Kuru Fasulye
Fasulye soğuya duyarlı ve her türlü toprakta yetişen bir bitkidir.Yaklaşık 80 çeşidi vardır ve baklagiller içinde en çok tüketilen sebzelerden biridir.
Esra'nın yaptığı sucuklu kuru fasulyenin tarifini sizlerle paylaşacağım ki esocanım harika tatlar yaratır :) mm parmaklarınızı yersiniz.
500 gram kuru fasulyemizi geceden ayıklayıp,yıkayıp bir güzel ılık su ile ıslatalım.
Yemeğimizi yapmadan önce yumuşayan fasulyemizi süzelim.2 adet kuru soğanımızı yemeklik doğrayalım.yarım kangal sucuğumuzu halka halka doğrayalım.
Tenceremize yağımızı,soğanlarımızı ve tuzumuzu ekleyip pembeleşinceye kadar kavuralım.Üzerine 2 yemek kaşığı salçamızı koyalım,daha sonra sucukları koyalım.Fasulyelerimizi de tencereye koyalım ve 2 parmak geçecek kadar sıcak su koyup,25-30 dakika pişirelim.
İşteee yemeğimiz hazır,bu tarif için Eso'ya teşekkür ederiz :)
Afiyet olsun..
Esra'nın yaptığı sucuklu kuru fasulyenin tarifini sizlerle paylaşacağım ki esocanım harika tatlar yaratır :) mm parmaklarınızı yersiniz.
500 gram kuru fasulyemizi geceden ayıklayıp,yıkayıp bir güzel ılık su ile ıslatalım.
Yemeğimizi yapmadan önce yumuşayan fasulyemizi süzelim.2 adet kuru soğanımızı yemeklik doğrayalım.yarım kangal sucuğumuzu halka halka doğrayalım.
Tenceremize yağımızı,soğanlarımızı ve tuzumuzu ekleyip pembeleşinceye kadar kavuralım.Üzerine 2 yemek kaşığı salçamızı koyalım,daha sonra sucukları koyalım.Fasulyelerimizi de tencereye koyalım ve 2 parmak geçecek kadar sıcak su koyup,25-30 dakika pişirelim.
İşteee yemeğimiz hazır,bu tarif için Eso'ya teşekkür ederiz :)
Afiyet olsun..
24 Eylül 2013 Salı
Krep,Akıtma Haydi Sofraya
Nam-ı değer krep,akıtma,kaygana,cızlama Türkiye'de ki meşhur isimleridir.Anadolu'da ve Rumeli'de çok yaygındır.
Hazırlanışı çok kolay hamur işi olan krep tuzlu ya da tatlı olarak yenebilir.
Peki hemen tarifini verelim de yiyelim mmm çok canımız çekmiş :)
2 bardak elenmiş unumuzu,2 su bardağı sütümüzü,1 adet yumurtamızı bir kaba koyup çırpıyoruz.Kıvamı hazır olunca;1 çay kaşığı tuzumuzu ya da şekerimizi,1 paket kabartma tozumuzu ve 1 kahve fincanı sıvı yağ ekleyip karışımı iyice çırpıyoruz.Kızgın tavaya büyük bir kepçe yardımı ile koyuyoruz ve hafifçe kızarana kadar arkalı önlü döndürüyoruz.İçine istediğimiz çeşniyi katarak yiyebilirsiniz.
Mmmm ve leziz bir kahvaltı sofrasında ya da akşam yemeği için harika bir menü olabilir.
Afiyet bal şeker olsun ;)
21 Eylül 2013 Cumartesi
ÇAY
Nedir çay?
Keyifle sohbetlerin yapıldığı içimizi ısıtan sıcacık bir içecek.
Çayın kökenine inecek olursak taaa Çin'e dayanıyor.Daha sonra Avrupa,Hollanda,Fransa çay üretimine öncülük eden ülkeler arasındadır.
İnternette gezinirken okuyup yeni duyduğum bilgiyi de aktarmadan geçemeyeceğim :)
'Thomas Lipton’un ilk dükkânı da 1871 yılında, İngiltere / Glasgow ’da hizmete girer. 1890 yılına gelindiğinde Thomas Lipton, Seylan ’da ilk çay tarlasını satın alır. Hindistan’dan getirilen çay tohumları 1903 yılından itibaren Kenya ’da yeşermeye başlar.Amerika’da, sıcak havalarda çay satmakta zorlanan Richard Blechynden , çayı soğuk halde sunmayı akıl eder. Amerika kökenli Ice Tea kavramı da işte bu tesadüfle doğar. Poşet çayın keşfi ise 1908 yılında gerçekleşir.Üst sınıflara hitap eden pahalı bir içecek olmaktan uzaklaşarak gitgide herkes tarafından tüketilen bir içecek haline gelen çay, çeşitli yeniliklerle birlikte gelişmeye devam eder'.
Çay işlenmiş yapraklarının kaynatılmasıyla ya da haşlanmasıyla elde edilen içecek türüdür.Türkiye'de çay, sadece Gürcistan sınırından başlayan ve Fatsa'ya kadar uzanan alan içerisinde yetiştirilebilmekte.
Türkiye'de yaygın olarak Doğu Karadeniz bölgesinde yetişmektedir.Türk usulü içimi de ince belli cam bardakta içilmesiyle pek leziz hale gelmektedir.
5 çayına hazırız ;)
Eee nasıl yapıyoruz çayımızı :)
Çay demliğe kişi başına bir yemek kaşığı çay koyulur. Çayın seviyesini geçecek şekilde demliğe oda sıcaklığında su koyulur. Demliğin altındaki çaydanlık su ile doldurularak kaynamaya bırakılır. Kaynama noktasına ulaştığında altı kısılır ve 5 dakika sonra kaynar sudan demliğe demlikteki su kadar daha su ilave edilir. 5 dakika daha beklenir. Çay bardaklarına isteğe göre yarım dem, yarım kaynar su koyularak servise sunulur.
Keyifle sohbetlerin yapıldığı içimizi ısıtan sıcacık bir içecek.
Çayın kökenine inecek olursak taaa Çin'e dayanıyor.Daha sonra Avrupa,Hollanda,Fransa çay üretimine öncülük eden ülkeler arasındadır.
İnternette gezinirken okuyup yeni duyduğum bilgiyi de aktarmadan geçemeyeceğim :)
'Thomas Lipton’un ilk dükkânı da 1871 yılında, İngiltere / Glasgow ’da hizmete girer. 1890 yılına gelindiğinde Thomas Lipton, Seylan ’da ilk çay tarlasını satın alır. Hindistan’dan getirilen çay tohumları 1903 yılından itibaren Kenya ’da yeşermeye başlar.Amerika’da, sıcak havalarda çay satmakta zorlanan Richard Blechynden , çayı soğuk halde sunmayı akıl eder. Amerika kökenli Ice Tea kavramı da işte bu tesadüfle doğar. Poşet çayın keşfi ise 1908 yılında gerçekleşir.Üst sınıflara hitap eden pahalı bir içecek olmaktan uzaklaşarak gitgide herkes tarafından tüketilen bir içecek haline gelen çay, çeşitli yeniliklerle birlikte gelişmeye devam eder'.
Çay işlenmiş yapraklarının kaynatılmasıyla ya da haşlanmasıyla elde edilen içecek türüdür.Türkiye'de çay, sadece Gürcistan sınırından başlayan ve Fatsa'ya kadar uzanan alan içerisinde yetiştirilebilmekte.
Türkiye'de yaygın olarak Doğu Karadeniz bölgesinde yetişmektedir.Türk usulü içimi de ince belli cam bardakta içilmesiyle pek leziz hale gelmektedir.
5 çayına hazırız ;)
Eee nasıl yapıyoruz çayımızı :)
Çay demliğe kişi başına bir yemek kaşığı çay koyulur. Çayın seviyesini geçecek şekilde demliğe oda sıcaklığında su koyulur. Demliğin altındaki çaydanlık su ile doldurularak kaynamaya bırakılır. Kaynama noktasına ulaştığında altı kısılır ve 5 dakika sonra kaynar sudan demliğe demlikteki su kadar daha su ilave edilir. 5 dakika daha beklenir. Çay bardaklarına isteğe göre yarım dem, yarım kaynar su koyularak servise sunulur.
18 Eylül 2013 Çarşamba
Ev Yoğurdu
Yoğurt besin değeri çok yüksek besin kaynağıdır.Yoğurt saf olarak yendiği gibi meyve salatasında da süper yenilesi bir tat olur.Yoğurdun çeşitleri vardır.Süzme yoğurt ki meze yapımında kullanılır.Ayrıca yoğurtta bir çok içeçek elde edilir.Bunlar;ayran,cacık,keş.
Ve en güzeli en lezizi ev yoğurdudur.Peki ev yoğurdunu nasıl yapıyoruz haydi bakalım öğrenelim :)
Sütü kaynatıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.Serçe parmağını yakmayınca mayalanmaya hazır olduğunu anlıyoruz.Bir kasede her 1 kiloya 1 kaşık yoğurdu soğuk sütle özüyoruz.Tahta kaşıkla ılınmış sütün içine koyup, karıştırıyoruz.Ağzını kapatıp ve iyice örtüp bekletmeye alıyoruz.Soğuk ortamda 8-10 saat bekletiyoruz,sıcak ortamda da 5-6 saat bekletiyoruz.
Tencere soğuyana kadar dışarda bekletiyoruz,ağzı açık buzdolabında da 1 gün bekletiyoruz :)
Evde yapılan besin gibisi yok :) Herşeyiyle doğal,afiyet olsun.
Ve en güzeli en lezizi ev yoğurdudur.Peki ev yoğurdunu nasıl yapıyoruz haydi bakalım öğrenelim :)
Sütü kaynatıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.Serçe parmağını yakmayınca mayalanmaya hazır olduğunu anlıyoruz.Bir kasede her 1 kiloya 1 kaşık yoğurdu soğuk sütle özüyoruz.Tahta kaşıkla ılınmış sütün içine koyup, karıştırıyoruz.Ağzını kapatıp ve iyice örtüp bekletmeye alıyoruz.Soğuk ortamda 8-10 saat bekletiyoruz,sıcak ortamda da 5-6 saat bekletiyoruz.
Evde yapılan besin gibisi yok :) Herşeyiyle doğal,afiyet olsun.
13 Eylül 2013 Cuma
Bitkiler ve Faydaları
Neymiş bu bitkilerin faydaları :) Yemekte,içicekte severek tüketiyoruz öyleyse yararlarını da bilerek tüketelim.
Neymiş Tarçın :)
Bilimsel adı Cinnamomun,Yunanca'daki Kinnamomom.En eski baharatlardan biri olan tarçın Avrupa'da 16,18.yüzyılda en değerli ve pahalı baharatlardan sayılıyordu.
Aslında ağacın kurutulmuş kabukları kullanılır.Kokusu keskin olup tadı ise tatlımsı ve yakıcıdır.Sütlü tatlılar başta olmak üzere tatlılara çeşni olarak katılır.
Kahve,çikolata,meyve soslarına,içeceklere,et yemeklerine de ayrı bir lezzet katar.Hatta şeker hastalığında şekeri dengeleme ve düşürme yararı da vardır.Unutmadan çaylarda ve özellikle sıcak şaraplara da ayrı bir lezzet katar.
Gelelim Ihlamura :)
Ihlamur Tilia cinsini oluşturan ağaç türlerine verilen addır.Boyları 20-30 m'ye olup büyüklükleri ise 5-10 cm arasında değişen,kenarları dişli ve uzun saplı bir bitkidir.Sarımsı bir renge sahiptir.Karakteristlik bir kokusu vardır.Haziran,temmuz ayında yetişip,çiçekleri kurutularak çay gibi tüketilir.
Şimdi de Kuşburnuna :)
Avrupa,Afrika,Batı Asya'da yetişen bir bitkidir.İçi tüylüdür ve çok sayıda tohumu vardır.Sonbahar mevsiminde olgunlaşır.C vitamini açısından en değerli meyvedir.Çayı,mermelatı yapılır.Yabangülü,itgülü,gülelmesı,yirinc gibi adlarıda vardır.
Neymiş Tarçın :)
Bilimsel adı Cinnamomun,Yunanca'daki Kinnamomom.En eski baharatlardan biri olan tarçın Avrupa'da 16,18.yüzyılda en değerli ve pahalı baharatlardan sayılıyordu.
Aslında ağacın kurutulmuş kabukları kullanılır.Kokusu keskin olup tadı ise tatlımsı ve yakıcıdır.Sütlü tatlılar başta olmak üzere tatlılara çeşni olarak katılır.
Kahve,çikolata,meyve soslarına,içeceklere,et yemeklerine de ayrı bir lezzet katar.Hatta şeker hastalığında şekeri dengeleme ve düşürme yararı da vardır.Unutmadan çaylarda ve özellikle sıcak şaraplara da ayrı bir lezzet katar.
Gelelim Ihlamura :)
Ihlamur Tilia cinsini oluşturan ağaç türlerine verilen addır.Boyları 20-30 m'ye olup büyüklükleri ise 5-10 cm arasında değişen,kenarları dişli ve uzun saplı bir bitkidir.Sarımsı bir renge sahiptir.Karakteristlik bir kokusu vardır.Haziran,temmuz ayında yetişip,çiçekleri kurutularak çay gibi tüketilir.
Şimdi de Kuşburnuna :)
Avrupa,Afrika,Batı Asya'da yetişen bir bitkidir.İçi tüylüdür ve çok sayıda tohumu vardır.Sonbahar mevsiminde olgunlaşır.C vitamini açısından en değerli meyvedir.Çayı,mermelatı yapılır.Yabangülü,itgülü,gülelmesı,yirinc gibi adlarıda vardır.
11 Eylül 2013 Çarşamba
Peynirli Kabak Çiçeği Dolmasına Koşuuun
Gelelim Ege Bölgesi'nin ve Girit'in lezzetle yenen peynirli kabak çiçeği dolmasına.
Eveet hemen anlatıyım yemeye koyulalım..
100 gram kadar beyaz peynirimizi(erimeyen) rendeliyoruz.1-2 dal maydanoz,dere otumuzu incecik doğrayıp peynirle karıştırıyoruz.Karışımımıza bir çay kaşığı kekik ve biberiye koyup karıştıralım.5-6 adet kabak çiçeğimizin içlerini açıp temizliyoruz ve peynirli karışımımızı içlerine dolduruyoruz.
1 su bardağı unumuzu eleyerek bir kaseye koyuyoruz ve üzerine 1 şişe sodayı dökerek yavaş yavaş koyulaşıncaya kadar karıştırıyoruz.
Yağımızı tavada güzelce kızdırıyoruz ve kabak çiçeği dolmalarımızın baş kısmından tutarak sodalı karışımımıza bulayıp,kızgın yağa bırakıyoruz.5 dakika kadar kızartıp alıyoruz.
Mmmm enfes bir tat haydin afiyet olsun ;)
7 Eylül 2013 Cumartesi
Sandviç Ekmeği
Sandviç,iki ekmek dilim arasına et,peynir,marul ve çeşitli soslar koyularak hazırlanan pratik yiyecektir.Sandviçlerin tarihi büyük olasılıkla et ve ekmek kadar eskidir.Fakat Sandviç 18.yüzyılda ortaya çıkmıştır.Gelelim puf puf adını verdiğimiz pratik ekmeğimizi nasıl güzel yapıyoruz :)
3 buçuk su bardağı unumuzu,1 tatlı kaşığı tuz ve 1 çay bardağı şekerimizi bir güzel karıştırıyoruz.1 paket maya,1 yumurta akını(sarısını üstüne),1 çay bardağı süt,1 çay bardağı su ve 1/2 çay bardağı sıvı yağımızı karşıma ilave ederek yoğuruyoruz.
Tepsimize yağlı kağıdımızı koyarak ceviz büyüklüğünde parçalar halinde yapıp diziyoruz.Hamurun üstünü kapatıp 30-40 dakika ılık bir yerde mayalanması için bekletiyoruz.
Yumurtanın sarısını üzerine sürüp 180 derecede fırınımıza koyup üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.
Fırından aldıktan sonra ortalarını yarım kesip içine istediğimiz yiyeceği koyup servis ediyoruz :)
Unutmadan okul açılıyor çocuklarımız için beslenme saatinde yiyecekleri bir tat olabilir.
Afiyet bal şeker olsun ;)
Su hayattır :)
Okumuş olduğum bir kitapta ki bilgileri sizlerle paylaşmak isterim.
Düzenli olarak su içenler (ki örnek olarak bu ben olabilirim),şarap içenler gibi bu konuda ''gurme'' olurlar.Çok soğuk su(buzla soğutulmuş olsa bile) mide için eşsiz bir ilaçtır,tahriş etmez,hatta var olan hastalıkları bile yatıştırır.Ancak erimiş buzdan veya kardan gelen su için bu durum geçerli değildir.Çünkü bu sular hava içermez. Alexandre Dumas(From Absinthe to Zest)
Su,kohezyon kuvvetine sahip renksiz,kokusuz ve tatsız bir birleşiktir.Hidrojen ve oksijen atomundan meydana gelmiştir.
Sağlıklı olmak istiyorsanız ''sağlıklı beslenme ürünleri'' değil gıda tercih edin.Her gün 2 litre su tüketmeyi unutmayalım..Bol su'lu hayatlar..
Pastırmalı Börek
Evet gelelim Kayseri'nin çiğ etin çeşitli baharatlar ve tuzla kurutulan yiyeceği olan pastırmasına :) Pastırma deyince akla Kayseri gelir fakat eski bir Türk yiyeceğidir ve Orta Asya'da Hunlar olduğu bilinmektedir.
Şimdi gelelim şu enfes lezzetin tarifine :)
5-6 tane sivri biber,2 tane çekirdekleri alınmış domates,100-120 gram kadar pastırmayı küp küp doğruyoruz ve kabımız da harmanlıyoruz.3 tane yufkayı tek tek açıp 1 çay bardağı su,1 çay bardağı sıvı yağı her katına sürüyoruz.Yufkayı yedi eşit parçaya bölüp karışımı içlerine koyup üzerine bir dilim kaşar ilave ediyoruz.Üçgen olacak şekilde sarıyoruz.Fırın tepsisine koyup üzerine yumurtanın sarısını sürüp 180 derecede pişiriyoruz ;)
Haydin gelin sofraya mis gibi koktular bir de yanına ayran açtık mı yeme de yanında yat..Afiyet olsun ;)
Şimdi gelelim şu enfes lezzetin tarifine :)
5-6 tane sivri biber,2 tane çekirdekleri alınmış domates,100-120 gram kadar pastırmayı küp küp doğruyoruz ve kabımız da harmanlıyoruz.3 tane yufkayı tek tek açıp 1 çay bardağı su,1 çay bardağı sıvı yağı her katına sürüyoruz.Yufkayı yedi eşit parçaya bölüp karışımı içlerine koyup üzerine bir dilim kaşar ilave ediyoruz.Üçgen olacak şekilde sarıyoruz.Fırın tepsisine koyup üzerine yumurtanın sarısını sürüp 180 derecede pişiriyoruz ;)
Haydin gelin sofraya mis gibi koktular bir de yanına ayran açtık mı yeme de yanında yat..Afiyet olsun ;)
5 Eylül 2013 Perşembe
Yoğurtlu Kuru Biber,Kuru Patlıcan Salatası Vaaar...Tarife Bakmadan Geçme!
Gelelim Arnavut mutfağına ;)
Arnavutların en önemli öğünü kahvaltıdır.Kahvaltıda genelde domatesli,salatalıklı,yeşil biberli,zeytin,zeytin yağlı hazırlanan salatalar yenir.İşgal zamanlarında;Arnavut mutfağına Yunanistan,İtalya ve Osmanlı İmparatorluğu kendi kültürünün etkilerini bırakmıştır.Herkes yazın taze sebzelerini alır ve bir güzel de kurutmaya başlar ki kışa mis gibi yensin diye :)
İşte bunlardan biri de yapılan kuru biber,patlıcan.Haydi bakalım lezzetin sırrına..
Kuru kırmızı biber ve kuru patlıcanlarımızı yumuşayıncaya kadar haşlayalım.Galeta unu ve yumurtaya bulayıp,tavada sıvı yağla birlikte karıştıralım ve pişirelim.1kase süzme yoğurdumuzla,1çay bardağı yoğurdumuzu çırpalım.Sarımsak,tuzu,istenirse acımızı koyarak karıştıralım.Daha sonra hepsini borcama koyalım ve karıştıralım.İşte servisimiz hazır.
Afiyetler olsun ;)
Arnavutların en önemli öğünü kahvaltıdır.Kahvaltıda genelde domatesli,salatalıklı,yeşil biberli,zeytin,zeytin yağlı hazırlanan salatalar yenir.İşgal zamanlarında;Arnavut mutfağına Yunanistan,İtalya ve Osmanlı İmparatorluğu kendi kültürünün etkilerini bırakmıştır.Herkes yazın taze sebzelerini alır ve bir güzel de kurutmaya başlar ki kışa mis gibi yensin diye :)
İşte bunlardan biri de yapılan kuru biber,patlıcan.Haydi bakalım lezzetin sırrına..
Kuru kırmızı biber ve kuru patlıcanlarımızı yumuşayıncaya kadar haşlayalım.Galeta unu ve yumurtaya bulayıp,tavada sıvı yağla birlikte karıştıralım ve pişirelim.1kase süzme yoğurdumuzla,1çay bardağı yoğurdumuzu çırpalım.Sarımsak,tuzu,istenirse acımızı koyarak karıştıralım.Daha sonra hepsini borcama koyalım ve karıştıralım.İşte servisimiz hazır.
Afiyetler olsun ;)
1 Eylül 2013 Pazar
biri mis kokan börek mi dedi :)
Yufka demişken birazcık geçmişinden bahsetmemek olmaz neymiş bu beğenerek yediğimiz yufka :)
Oklava ya da merdaneyle açılan ince,hamur yaprağıdır.Un,su ve az miktarda yağ ile yapılır.Yufka ile yapılan enfes lezzetlere bakacak olursak;baklava,güllaç,börek,gözleme ve yufka ekmeği gelir.
Osmanlı İmparatorluğunun mirası olan yufka bir çok ülkenin mutfağında yer almaktadır.Yufka Kaşgarlı Mahmud'un Divan-i Lügati't Türk sözlüğünde 'yuvga' olarak belirtilmektedir.İnce hamur açma da Topkapı Sarayının mutfağında görülmektedir.
Şimdi de yufka böreğimizin leziz tarifine gelelim,
Yufkamızı tepsimize açarak koyalım.Üstüne diğer yufkamızı parça pinçik edelim ve malzemelerimizi koyalım.
2 yumurtayı bir kap içinde çırpalım.İçine süt,sıvı yağ(çay bardağı kadar) koyalım ve çırpalım.Yufkanın içine yemek kaşığı ile koyalım.Karışımın yarısını yufkanın ilk katına,yufkayı tekrar parça pinçik ederek peynir,maydanoz ve azıcık kaşar peyniri de koyalım.Kalan karışımı da tekrar kaşıkla her yeri ıslanana kadar koyalım. Hoop fırına atıp pişirmekte :)
5 çayımızın yanında bir güzel afiyetle yemeniz dileğimle ;)
Oklava ya da merdaneyle açılan ince,hamur yaprağıdır.Un,su ve az miktarda yağ ile yapılır.Yufka ile yapılan enfes lezzetlere bakacak olursak;baklava,güllaç,börek,gözleme ve yufka ekmeği gelir.
Osmanlı İmparatorluğunun mirası olan yufka bir çok ülkenin mutfağında yer almaktadır.Yufka Kaşgarlı Mahmud'un Divan-i Lügati't Türk sözlüğünde 'yuvga' olarak belirtilmektedir.İnce hamur açma da Topkapı Sarayının mutfağında görülmektedir.
Şimdi de yufka böreğimizin leziz tarifine gelelim,
Yufkamızı tepsimize açarak koyalım.Üstüne diğer yufkamızı parça pinçik edelim ve malzemelerimizi koyalım.
2 yumurtayı bir kap içinde çırpalım.İçine süt,sıvı yağ(çay bardağı kadar) koyalım ve çırpalım.Yufkanın içine yemek kaşığı ile koyalım.Karışımın yarısını yufkanın ilk katına,yufkayı tekrar parça pinçik ederek peynir,maydanoz ve azıcık kaşar peyniri de koyalım.Kalan karışımı da tekrar kaşıkla her yeri ıslanana kadar koyalım. Hoop fırına atıp pişirmekte :)
5 çayımızın yanında bir güzel afiyetle yemeniz dileğimle ;)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)